Her yıl olduğu gibi bu yıl da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü "coşkuyla" kutladık. Günün anlam ve önemine ithafen büyük markaların yaptığı reklamlar yine tüm cinsiyetçiliğiyle harika bir 8 Mart geçirmemize vesile oldular. Öncelikle bahsettiğim muhteşem reklamları tek tek inceleyerek emeği geçenlere teşekkür etmek istiyorum.
Öncelikle, "Erkek pasaklı, kadın bakımlıdır," anlayışını topluma bir kez daha yapıştırmasından, kadını, erkeklerin dünyasını renklendiren, cicili bicili, tüketim çılgını bir tip olarak gösterdiği için Gratis'e,
Kadının tüm baskılara rağmen meslekteki başarısına hiç değinmeden onu geleneksel kalıplara zorlayan, bunu yaparken erkekleri de karalayarak her iki cinsi iyice birbirinden ayırmaya çalışan Opet'e,
Kadını, toplumun "kadınlık kimliği" için şart koştuğu evlilik ve annelik gibi kalıplarla sınırlayan, tüm kadınların yalnızca bu duygularla birlikte var olabileceğini, hatta "kadınlık" kavramını bir cinsel yönelim olmaktan çıkarıp tektipleştiren Arzum'a,
...çok teşekkür ederim.
Gözümden kaçan başka cinsiyetçi reklam olduysa, özür dilerim.
Peki nasıl olmalı?
KADIN DEDİĞİN, İNSAN!
Öncelikle, özellikle kadınlara yönelik her bir hücremize yer etmiş olan kalıpların farkına varın. Hiçbir insan, "kadın değil, insan", toplumun istediği şekle girmek zorunda değil. Her kadın evlenmek zorunda değil. Her kadın anne olmak zorunda değil. Her kadın bunların hayalini kurmak zorunda değil. Her kadın, biyolojik olarak KADIN olmak zorunda değil. Kadınlık, hissetmektir.
KALIPLARDAN KURTUL!
Amacından yıllar önce sapmış olan 8 Mart gününde kadınları öveceğim diye ikincilleştirmeyin. Kadın, erkek dünyasını sıkıcılıktan kurtarmak, hayata renk katmak, güleryüzlü olmak, makyaj yapmak, hanım hanımcık olmak zorunda değil. Bunlar bir kadının yapması gereken şeyler değil. Toplumdaki cinsiyet rollerini daha çok belirginleştirmeyin.
ERKEĞİ KARALAMA!
Bu özel günde kadını övmenin bir diğer yolu da, erkeği karalamaktan geçiyor. Kadını övmek için erkeğe pasaklı, düzensiz, dikkatsiz denildiğinde, ortada bir yüzsüzlük varmış gibi geliyor. Artık gelenek haline gelmiş olan bu titiz/pasaklı, düzenli/dağınık gibi sıfatları kullandıkça cinsiyet eşitliği daha bulanık bir hale geliyor. Yine kalıplar yaratmış, iki cinsin üzerinde de baskı kurmuş, bunlara uymalarını bekliyoruz. Yapmayın.
Yerleşmiş değerlerin ve ağzımızdan çıkan sözlerin ne kadar ayrımcı olduğunu fark edene kadar bu insanlar, bu sözler, bu reklamlar bitmeyecek, biliyorum.
Ama umut yok değil, bakın:
Toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele eden tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun. Daha bilinçli günlere!
0 yorum:
Yorum Gönder